Şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi, kentin ilham veren girişimcilerini ve başarı hikâyelerini sayfalarına taşımaya devam ediyor. Bu sayımızda; tasarım disiplininden gelen yaratıcılığını kahve tutkusuyla birleştirerek özgün bir marka kültürü yaratan E. Nihal Yavuz Küçükoğlu’nu ağırlıyoruz.
Kurucu ortağı olduğu 3 Cores Coffee & Roastery, sadece nitelikli kahve sunan bir marka olmanın çok ötesinde; her fincanda emeği, samimiyeti ve estetiği buluşturan bir deneyim dünyası yaratıyor. Küçükoğlu, markanın her detayında kalite, sadelik ve paylaşım felsefesini yansıtarak, kahveyi bir içecekten çok bir bağ kurma aracına dönüştürüyor.
Girişimcilik yolculuğunda kadın liderliğinin gücünü, risk almanın dönüştürücü etkisini ve kendi değerleriyle ilerlemenin önemini vurgulayan Nihal Yavuz Küçükoğlu, bugün 3 Cores Coffee’yi yalnızca bir kahve markası değil; ilham veren bir topluluk ve kültür markası hâline getirme vizyonuyla büyütüyor.
Cesaret, tutku ve özgünlüğün harmanlandığı bu yolculuğun detaylarını, başarıya giden yolda karşılaşılan zorlukları ve ilham veren bir markanın doğuş hikâyesini bizimle paylaştı. Keyifli okumalar dileriz.
- Nihal Yavuz Küçükoğlu kimdir? Sizi siz yapan değerler, tutkular ve bu yolculuğun en başındaki hayaliniz neydi?
Ben, tasarlamayı, üretmeyi ve insanların deneyimlerine dokunan işler yaratmayı seven biriyim. Uzun yıllar tasarım ve markalaşma alanındaki deneyimimi, kahveye olan tutkumla birleştirerek, 3 Cores Coffee Roastery markasını eşimle birlikte kurdum.Beni ben yapan en önemli değerler ise özgünlük, kararlılık ve detaylara olan düşkünlüktür. Her projede estetiğin yanı sıra anlam arayışı içindeyim. Bu yolculuğun başında hayalim sadece iyi kahve sunmak değil, aynı zamanda insanları bir araya getiren, ilham veren bir marka kültürü yaratmaktı. Bugün bu hayalin gerçeğe dönüşmüş olması, bana büyük bir gurur ve motivasyon kaynağı sağlıyor.
3 Cores Coffee & Roastery markası nasıl doğdu? Kendi markanızı yaratma fikri ilk kez zihninizde ne zaman yeşerdi?
3 Cores Coffee & Roastery, aslında 3 Cores Roastery’nin sadece kahve sağlayan bir marka olmasından çok, daha insan odaklı bir yapıya bürünmesi gerektiği düşüncesiyle, tasarım ve kahve vizyonumun birleşiminden doğdu. Tasarım geçmişim sayesinde markaların ruhuna her zaman ilgi duydum, kahve ise benim için paylaşımın, emeğin ve tutkunun simgesiydi.Markayı farklı bir iş modeline dönüştürme fikri, bu iki duygunun kesiştiği noktada şekillendi. Küçük bir kavurma atölyesinde başladığımız bu yolculuk, bugün Kızılay ve Marmaris şubeleriyle büyüyüp, yakında partnerlik programı ile yeni şehirlere açılacak bir markaya dönüştü.
Girişimci bir kadın olarak kahve sektöründe var olmanın zorlukları ve fırsatları neler oldu? Bu süreçte sizi en çok zorlayan ama en çok da büyüten deneyiminiz hangisiydi?
Kahve sektörü çok yönlü bir emek gerektiriyor ve operasyonun her adımında büyük bir detay yönetimi söz konusu. Kadın olarak bu alanda var olmak zaman zaman ekstra çaba gerektirse de, bana hem güç hem de kararlılık kazandırdı.En zorlu ama aynı zamanda en öğretici süreç, markayı dönüştürürken birçok farklı rolü aynı anda üstlenmekti. Bu dönemde eşimin desteği ve birlikte hareket etmemiz, hem işin hem de karar alma süreçlerinin daha sağlam ilerlemesini sağladı. Birlikte aldığımız her risk ve öğrendiğimiz her ders, 3 Cores’un karakterini ve başarısını şekillendirdi. Kadın bakış açısının getirdiği estetik, detaycılık ve samimiyet ise markamızın her alanında kendini gösteriyor.
3 Cores Coffee’yi diğer kahve markalarından ayıran en temel fark nedir? Markanızın taşıdığı vizyonu ve felsefeyi nasıl tanımlarsınız?
3 Cores Coffee’yi diğer kahve markalarından ayıran en temel fark, her şeyin merkezine emeği ve samimiyeti koymamız. Biz sadece kahve sunmuyoruz; çekirdekten fincana uzanan yolculuğun her aşamasında tecrübe, özen, tutku ve hikâyeyi bir arada harmanlıyoruz.
Markamızın felsefesi üç temel değere dayanıyor: kalite, sadelik ve paylaşım. Her fincanda bu üç unsuru hissettirmeyi amaçlıyoruz. 3 Cores’un vizyonu ise yalnızca iyi kahve yapan bir marka olmak değil; kahve kültürünü doğru biçimde anlatan, nitelikli kahveyi ulaşılabilir kılan ve insanları bir araya getiren bir deneyim markası yaratmak.
Bugün geriye dönüp baktığınızda “İyi ki” dediğiniz en cesur adım neydi? O anın girişim yolculuğunuzdaki yeri nedir?
En cesur adımım, tüm belirsizliklere rağmen kendi markamızı farklı bir iş modeline dönüştürmeye karar verdiğim andı. O dönemde her şey tam anlamıyla planlı değildi; ancak içimde güçlü bir inanç vardı. Kendi değerlerimle, kendi bakış açımdan bir şey yaratmak istiyordum.3 Cores Coffee & Roastery’yi kurmak, benim için sadece bir iş başlatmak değil, aynı zamanda kendime ‘yapabilirsin’ deme biçimiydi. Bugün geriye dönüp baktığımda, o adımın hayatımdaki en büyük dönüm noktası olduğunu görüyorum. Çünkü o cesaret, sadece markamızın değil, benim kişisel dönüşümümün de başlangıcıydı.
Girişimci olmak isteyen kadınlara özellikle sizin sektörünüz özelinde ne tavsiye edersiniz? Hangi yanlarını güçlendirmeli, nelerden ilham almalılar?
Kahve sektörü tutkuyu, sabrı ve çok yönlülüğü bir arada gerektiren bir alan. Bu sektörde girişimci olmak isteyen kadınlara en önemli tavsiyem, öncelikle kendi değerlerine ve vizyonlarına güvenmeleri olur. Sadece teknik bilgiye değil, müşteri deneyimini anlamaya, markaya ruh katmaya ve detaylara özen göstermeye de odaklanmalılar.Cesur olsunlar, risk almaktan çekinmesinler ve karşılaştıkları her durumu bir öğrenme fırsatı olarak görsünler. İlham almak için sektördeki başarılı örnekleri inceleyebilirler; ancak kendi tarzlarını, seslerini ve özgün duruşlarını mutlaka korumalılar. Çünkü bir markayı gerçekten özel kılan şey, yalnızca ürün değil; o ürünün arkasındaki hikâye, tutku ve samimiyettir.
Önümüzdeki dönemde sizi ve 3 Cores Coffee’yi neler bekliyor? Yeni hedefleriniz, projeleriniz ya da hayalini kurduğunuz bir sonraki adım nedir?
Önümüzdeki dönemde en büyük heyecanımız, partnerlik (franchise) programımızı hayata geçirmek. Bu adımla birlikte 3 Cores Coffee & Roastery’yi Türkiye’nin farklı şehirlerine taşıyarak kahve tutkusunu daha geniş kitlelerle buluşturmayı hedefliyoruz. Benim için bir sonraki adım, sadece bir markayı büyütmekten öte; 3 Cores’un bir topluluk ve kültür markası hâline gelmesini sağlamak. Her fincanda, her şubede aynı tutkuyu, samimiyeti ve emeği hissettirebilmek bizim için en büyük motivasyon kaynağı.