Yurtsever, Genel Müdür Tamer Karadağlı’yı doğrudan eleştirerek “görünürlük odaklı” bir yönetim tarzı benimsediğini söyledi.
“Genel Müdür dronlarla kendini çekiyor”
Yurtsever, mektubunda Tamer Karadağlı’nın başrolünü oynadığı Dracula oyununa gönderme yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Genel Müdürümüz zaten kendini dronlarla çektirip artistik pozlar vermekle, oynadığı oyunun afişlerini her yere astırmakla, devlet erkânını oyununa çağırıp boy boy fotoğraflarını servis etmekle meşgul. Bugüne kadar kendini bu kadar ‘görünür’ kılan ilk Genel Müdür olarak tarihe geçti.”
Sanatçı, Karadağlı’nın tiyatro sahnesinden çok Bakanlık koridorlarında zaman geçirdiğini de vurguladı:
“Ne zaman eşofmanların yerini takım elbiseler aldı, o zaman düşüş başladı. Maalesef, kendi makamından çok Bakanlık’ta vakit geçiren yöneticilerimizi bağrına bastın.”
“Kurum kişisel vitrine dönüştü”
Yurtsever, Genel Müdür Yardımcısı Sükun Işıtan’ın hem Afife Tiyatro Ödülleri’nde en iyi kadın oyuncu seçilmesine hem de bir oyunda başrejisör olarak görev almasına dikkat çekti.
Aynı zamanda “ortak yapım” adı altında yapılan iş birliklerinin yalnızca yönetim kadrosunun oyunlarına denk geldiğini belirtti:
“Bu kurumu babalarının malıymış gibi, kendi görünürlükleri için Dingo’nun ahırına çevirdiler. ‘Ortak yapım’ dedikleri, sadece Genel Müdür ve Yardımcısının oyunlarına denk geldi. Yurt dışına hep onların oyunları gitti. O oyuna harcanan parayla en az üç oyun çıkarılırdı.”
Sınavsız atamalar ve liyakat eleştirisi

Sanatçı, Devlet Tiyatroları’na sınavsız kadro alımları yapıldığını iddia ederek, bu durumun kaliteyi düşürdüğünü ifade etti:
“Sınavsız kadroya alınan gençler, bu bilet fiyatlarının karşılığını verebilecek kalibrede oyuncular mı? Nasıl olur da bazı özel tiyatrolardan daha pahalı olur biletlerimiz? İçeriden itiraz ettiğimizde de ‘İki kahve de içmeyiversinler canım’ cevabını aldık.”
“Sınıfsal fark” yaratan bilet politikası
Yurtsever, bilet zamları ve salonlarda yapılan kategori ayrımlarına da sert çıktı.
“DT’nin amacı halkın her kesimine ulaşmakken, yeni sistem seyirciler arasında sınıfsal fark yarattı. Salonları kategorilere ayırarak 80 yıllık eşitlik anlayışı yok edildi. Seyircinin cebine göre değer biçtiler.”
Tiyatro sanatçısı, Devlet Tiyatroları’nın özel sektörle rekabete zorlandığını, “ucuz halk tiyatrosu” ilkesinin terk edildiğini belirtti.
“Bir gecelik otele oyun parası verdiler”
Yurtsever, turnelerde yapılan harcamaların Sayıştay denetiminden uzak ve israf boyutunda olduğunu söyledi.
“Eskiden genel müdürler teknik ekiple aynı otelde kalırdı. Şimdiki yönetim, sanatçıların kaldığı oteli beğenmeyip lüks otelde konaklıyor. Bir günlük turne için otele ödenen para, bir oyun bütçesi kadar.”
Ayrıca turne mil puanlarının kişisel yurt dışı VIP uçak biletlerinde kullanıldığını da öne sürdü.
“Lale devri bitti derken kendi dönemini başlattı”
Yurtsever, Karadağlı’nın göreve geldiğinde kullandığı “Lale devri bitti” sözünü hatırlatarak yönetimi şöyle eleştirdi:
“Aslında o söz, kendi Lale Devri’ni başlatmak içindi. Sanatçıları kişisel malı gibi gören bir anlayışla hareket ediyorlar. Genç oyuncular bölgelere hapsediliyor, fırsat eşitliği yok ediliyor.”
Yurtsever ayrıca, bazı yöneticilerin bir oyunda görev aldıktan sonra ‘başrejisör’ unvanı aldığını belirterek, “Kurum artık onların kişisel sahnesi oldu” ifadelerini kullandı.
“Şahsi çıkarlar değil, sanat yönetmeliği yönetmeli”
32 yıllık emeğini noktalayan sanatçı, mektubunu sanatın özüne vurgu yaparak sonlandırdı:
“Devlet Tiyatrosu, şahsi hırsların değil, sanata hizmet eden liyakatin alanı olmalıydı. Ama biz bu yoldan çok uzaklaştık. Kendi Lale Devirleri için tüm tuşlara basıyorlar.”
